Bodrum Yarımadası
Bodrum doğu ve batı limanlarının birleşmesinden meydana gelen yarımada üzerinde yükselen kalesi, iki limanın kıyılarına dizilmiş bembeyaz evleri, gümbetleri ve denize inan daracık sokakları, şöhreti dünyaya yayılmış yatları ve tersaneleri ile ünlü bir tatil yöresidir. Doğanın ve tarihin iç içe olduğu bu muhteşem yöre, su altı zenginlikleriyle de göze çarpıyor. Dünyanın 7 harikasından biri olan Mouselum da Bodrum kaynaklı; su altında gömülü, yüzlerce yıl önceki batık gemilerinin mirası ''amphora''lar da Bodrum yarımadasını keşfetmenin en keyifli yolu, civarındaki koyları ve kıyı köylerini Bodrum limanından veya yerel limanlardan kalkan günübirlik gezi tekneleriyle dolaşmak. Bodrum'da suyun üstündekiler kadar altındakiler de takdiri hakediyor. yılın büyük bir bölümünde dalış olanağı sunan Bodrum'da çok sayıda balığın gözlemlenebileceği Büyük ve Küçük Resif, beyaz lekeli kırmızı ahtapotların sıkça rastlandığı Kurt Burnu boyları 1.5 metreye yaklaşan orfozları, iri lagosları ve baraküdaları ile su altı fotoğrafçılarını büyüleyen oraklar ve delikli, mağara en popüler dalış noktalarıdır. Bodrum Kalesi, dünyanın en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilen su altı arkeoloji Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor.
Gümüşlük: Bodrum'un en sevimli beldelerinden biridir. Bodrum'un kentleşmesine karşın bu durumdan en az etkilenmeyi başarabilmiş yerlerden biridir Gümüşlük. Tamamen koruma altındadır. Yürüyerek geçilebilen Tavşan Adası, gün batımında keyfine doyulmayan manzarası ve mandalina bahçelerinin kattığı renk cümbüşü ile huzurlu ve sakin ortamları sevenler için ideal bir tatil yeridir.
Güvercinlik : Bodrum'a 25 km uzaklıkta yeşil ve mavinin iç içe geçtiği harike bir güzelliğe sahip bir koy'dur Güvercinlik. Güvercinliğin bu doğal ve doyumsuz güzelliği karşısında bulunan Salih Adasıyla zenginleşiyor.
Akvaryum : Gümbet'in batı ucunun sonunda bulunan küçük küçük koylar, önlerini kesen bir adanın da yardımıyla, kristal parlaklığında ve olağanüstü doğal güzellikte öyle bir su alanı oluşturuyor ki, bu şairane yeri halk, doğal olarak akvaryum diye adlandırıyor. 30 metre derinliğe kadar çıplak gözle görülebilen Akvaryum'a ancak teknelerle ulaşılabiliyor.
Gündoğan : Mandalina bahçeleri ile de ünlü olan Gündoğan, güzelliğini en doğal biçimiyle koruyan az sayıdaki koylardan biri. Tertemiz denizi ile dikkat çeken köyün görülmeye değer bir manzarası var.
Yalıçiftlik : Gökova Körfezi'nin girişinde yer alan Yalıçiftlik, yemyeşil bitki dokusu ve masmavi denizi ile Bodrum yarımadasının en güzel koylarından birine sahiptir.
Od yanar kazan bilir, Yol halin ozan bilir, Geceyi hastadan sor, Gurbeti gezen bilir... Bütün illerin telefon kodu, plakası, haritası, manzara resimleri, coğrafyası, ekonomisi, tarihi ve turistik yerleri, iklimi ve bitki örtüsü, yöresel yemekleri ve daha fazlası...Kısacası bütün illeri tanıyabilmek için buraya bakmanız yeterli olacaktır.
13 Mayıs 2013 Pazartesi
Bafa Gölü
Bafa Gölü
Büyük bir bölümü doğal park olan gölde 3 küçük ada var. Gölün üzerindeki adalarda manastır ve kiliseler bulunuyor. Söke Ovası 2000 yıl önce deniz idi ve bölgede büyük bir körfez vardı. Büyükmenderes ırmağının getirdiği alüvyonlarla dolunca, körfez ova oluverdi. Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kaldı. Gölün çevresi zeytinlik ve çam ormanlarıyla kaplıdır. 1994 yılında büyük bir bölümü doğal park olarak ayrılan gölün üzerinde 3 küçük ada vardır. Adalarda eski dönemlerden kalma manastır ve kiliseler bulunuyor. Tarihî kalıntıların yanı sıra, balıkçıl kuşları, pelikanlar, karabataklar ve ördekler de yörenin güzelliğine güzellik katıyor. Etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili gölün doğal zenginliklerini kuşlar tamamlıyor. Güneş battıktan sonra gökyüzüne vuran kızıllığın gölün rengini değiştirdiği saatler inanılmaz bir görsel şölen sunuyor doğaseverlere...
Büyük bir bölümü doğal park olan gölde 3 küçük ada var. Gölün üzerindeki adalarda manastır ve kiliseler bulunuyor. Söke Ovası 2000 yıl önce deniz idi ve bölgede büyük bir körfez vardı. Büyükmenderes ırmağının getirdiği alüvyonlarla dolunca, körfez ova oluverdi. Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kaldı. Gölün çevresi zeytinlik ve çam ormanlarıyla kaplıdır. 1994 yılında büyük bir bölümü doğal park olarak ayrılan gölün üzerinde 3 küçük ada vardır. Adalarda eski dönemlerden kalma manastır ve kiliseler bulunuyor. Tarihî kalıntıların yanı sıra, balıkçıl kuşları, pelikanlar, karabataklar ve ördekler de yörenin güzelliğine güzellik katıyor. Etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili gölün doğal zenginliklerini kuşlar tamamlıyor. Güneş battıktan sonra gökyüzüne vuran kızıllığın gölün rengini değiştirdiği saatler inanılmaz bir görsel şölen sunuyor doğaseverlere...
Pamukkale
Bulutların Üstünde Yürümek
Pamukkale
Yeryüzünün doğal güzelliklerinden payına düşeni alan Pamukkale, dünyadaki az sayıda traverten oluşumlarından birine sahip. Pamukkale'nin kalsiyum oksitli ırmakların tortularıyla oluşan muhteşem görünümlü traverten dalgaları turistler için önemli bir çekim merkezi. Yurtdışındaki benzerlerinin aksine Pamukkale'de travertenlerin üstünde yürüyebilirsiniz. Çökelez Dağı'nın güney yamacında kalker katlarının arasından çıkan su Pamukkale'yi oluşturmaktadır. Bu basamakların en tipik olanı ise üzerinde antik Hierapolis kentinin bulunduğu traverten basamakları. Travertenler, kadı deresi yakınındaki Domuz Çukuru'ndan başlayarak kuzeydeki nekropolün yanından akan Çeltik Deresi'ne kadar uzanıyor. 50 metre yüksekliğinde yaklaşık 3 km uzunluğunda ve 250-600 metre genişliğindeki bu oluşum büyüleyici güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Travertenlerin yanı başındaki Hierapolis antik kenti ise Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri. Pamukkale'nin her tarafından fışkıran termal sular, bölgeyi sağlık turizminde de önemli bir yere oturtuyor.
Pamukkale
Yeryüzünün doğal güzelliklerinden payına düşeni alan Pamukkale, dünyadaki az sayıda traverten oluşumlarından birine sahip. Pamukkale'nin kalsiyum oksitli ırmakların tortularıyla oluşan muhteşem görünümlü traverten dalgaları turistler için önemli bir çekim merkezi. Yurtdışındaki benzerlerinin aksine Pamukkale'de travertenlerin üstünde yürüyebilirsiniz. Çökelez Dağı'nın güney yamacında kalker katlarının arasından çıkan su Pamukkale'yi oluşturmaktadır. Bu basamakların en tipik olanı ise üzerinde antik Hierapolis kentinin bulunduğu traverten basamakları. Travertenler, kadı deresi yakınındaki Domuz Çukuru'ndan başlayarak kuzeydeki nekropolün yanından akan Çeltik Deresi'ne kadar uzanıyor. 50 metre yüksekliğinde yaklaşık 3 km uzunluğunda ve 250-600 metre genişliğindeki bu oluşum büyüleyici güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Travertenlerin yanı başındaki Hierapolis antik kenti ise Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri. Pamukkale'nin her tarafından fışkıran termal sular, bölgeyi sağlık turizminde de önemli bir yere oturtuyor.
Büyük Menderes Deltası
Büyük Menderes Deltası
Dilek Yarımadasında 11.000 hektarlık bir alanı kaplayan Millî Park, Kuşadası'nın güneyinde yer alıyor. Büyük Menderes Deltası'nın ağız kısmı birçok gölcük ve bataklığı bünyesinde barındıran sulak alan karakterine sahip. Bu dağlık arazi, kanyonlar ve vadiler ile parçalanmış. Yarımada, kumlu, çakıllı, yatık ve yüksek kıyı şekilleri içeren plajlarıyla doğal, tarihî ve kültürel değerleri içinde barındırıyor. Park, bu ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı yanında, Akdeniz Bölgesi'nde ender görülen bir bitki örtüsüne sahip. Deltada, soyu yeryüzünde tükenmek üzere olan nadir görülen türlere de rastlanıyor. Çok sayıda sürüngen, memeli ve kuş türlerinin bulunduğu Millî Park'ta Akdeniz'e özgü hemen hemen bütün balık çeşitleri ile deniz kaplumbağaları yaşama ve çoğalma olanağı bulmuşlar. Akdeniz foku da yörenin sakinlerinden. Büyükmenderes Deltası, Akdeniz Bölgesi'nde ender görülen bir bitki örtüsüne sahip.
Dilek Yarımadasında 11.000 hektarlık bir alanı kaplayan Millî Park, Kuşadası'nın güneyinde yer alıyor. Büyük Menderes Deltası'nın ağız kısmı birçok gölcük ve bataklığı bünyesinde barındıran sulak alan karakterine sahip. Bu dağlık arazi, kanyonlar ve vadiler ile parçalanmış. Yarımada, kumlu, çakıllı, yatık ve yüksek kıyı şekilleri içeren plajlarıyla doğal, tarihî ve kültürel değerleri içinde barındırıyor. Park, bu ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı yanında, Akdeniz Bölgesi'nde ender görülen bir bitki örtüsüne sahip. Deltada, soyu yeryüzünde tükenmek üzere olan nadir görülen türlere de rastlanıyor. Çok sayıda sürüngen, memeli ve kuş türlerinin bulunduğu Millî Park'ta Akdeniz'e özgü hemen hemen bütün balık çeşitleri ile deniz kaplumbağaları yaşama ve çoğalma olanağı bulmuşlar. Akdeniz foku da yörenin sakinlerinden. Büyükmenderes Deltası, Akdeniz Bölgesi'nde ender görülen bir bitki örtüsüne sahip.
İzmir Kuş Cenneti
İzmir Kuş Cenneti
Kentin yanıbaşında koruma altına alınmış 8 bin hektarlık dev bir yaban hayat parkı... Adalar, sazlıklar, deltalar ve göz alabildiğine uzanan düzlüklerde 190'ı aşkın türde milyonlarca kuş barındırdığı için dünya çapında bir ''Kuş Cenneti'' sayılıyor. Bölgeye her yıl ortalama 50.000 kuş uğruyor. 63'ü yerli, 54'ü yaz göçmeni ve 30'u transit geçen türlerin burada konakladıkları biliniyor. Kırmızı kanatlı filamingolar, karatavuklar, tepeli pelikanlar, angıtlar, su tavukları, saksağanlar, kırlangıçlar, sakarmekeler, tombul yağmur kuşları, kum kuşları, beyaz balıkçıllar, kara leylekler, gri balıkçıllar, bahriler, sığırcıklar, yalı çapkınları bu kuş türlerinin bazıları. Doğal ve arkeolojik sit alanı olan İzmir Kuş Cenneti'nde; ziyaretçi merkezi, kuş seyir kuleleri, sabit dürbün ve gezi bisikletleri doğa meraklılarına hizmet veriyor.
Kentin yanıbaşında koruma altına alınmış 8 bin hektarlık dev bir yaban hayat parkı... Adalar, sazlıklar, deltalar ve göz alabildiğine uzanan düzlüklerde 190'ı aşkın türde milyonlarca kuş barındırdığı için dünya çapında bir ''Kuş Cenneti'' sayılıyor. Bölgeye her yıl ortalama 50.000 kuş uğruyor. 63'ü yerli, 54'ü yaz göçmeni ve 30'u transit geçen türlerin burada konakladıkları biliniyor. Kırmızı kanatlı filamingolar, karatavuklar, tepeli pelikanlar, angıtlar, su tavukları, saksağanlar, kırlangıçlar, sakarmekeler, tombul yağmur kuşları, kum kuşları, beyaz balıkçıllar, kara leylekler, gri balıkçıllar, bahriler, sığırcıklar, yalı çapkınları bu kuş türlerinin bazıları. Doğal ve arkeolojik sit alanı olan İzmir Kuş Cenneti'nde; ziyaretçi merkezi, kuş seyir kuleleri, sabit dürbün ve gezi bisikletleri doğa meraklılarına hizmet veriyor.
Foça Adaları
Fokların Güvenli sığınağı
Foça Adaları
Foça adaları 6 ıssız adadan oluşuyor. Orak Adası, İncir Adası, Kartdere Adası, Fener Adası, Hayırsız Ada ve Metalik Ada. Orak, Hayırsız ve Kartdere adalarında 80 metre yüksekliğine ulaşan dik yarlar görülmeye değer. Adalar ve çevresindeki koylar, Türkiye'deki son Akdeniz foku kolonilerinden birini barındırıyor. Adalarda içinde hava olan mağaralar nesli tükenme tehlikesinde olan bu sevimli hayvanların yaşam alanları. Mağaralarda yavrularını doğurup nesillerini sürdürme kavgası veriyorlar. Balıkçılar, Foça belediyesi ve Dünya Doğa Vakfı (WWF) fok koruma çalışmalarını birlikte yürütüyorlar.
Foça Adaları
Foça adaları 6 ıssız adadan oluşuyor. Orak Adası, İncir Adası, Kartdere Adası, Fener Adası, Hayırsız Ada ve Metalik Ada. Orak, Hayırsız ve Kartdere adalarında 80 metre yüksekliğine ulaşan dik yarlar görülmeye değer. Adalar ve çevresindeki koylar, Türkiye'deki son Akdeniz foku kolonilerinden birini barındırıyor. Adalarda içinde hava olan mağaralar nesli tükenme tehlikesinde olan bu sevimli hayvanların yaşam alanları. Mağaralarda yavrularını doğurup nesillerini sürdürme kavgası veriyorlar. Balıkçılar, Foça belediyesi ve Dünya Doğa Vakfı (WWF) fok koruma çalışmalarını birlikte yürütüyorlar.
Türkiye'nin Görmeye Değer Yerleri
![]() |
Boğaziçi |
İstanbul'un İncisi Boğaziçi
Avrupa ve Asya'yı birbirinden ayıran Boğaziçi, büyük bir ihtişam ve saf bir güzellikle geçmiş ile bugünün eşsiz birlikteliğini gözler önüne seriyor. Yalıların yanında modern oteller, taştan hisarların yanıbaşında rustik sarayları küçük balıkçı köylerinin nostaljisini taşıyan semtlerdeki şık yapılar...
Boğazı görmenin en iyi yolu, kıyılarında zig zag çizen yolcu vapurlarından birine binmektir. Eminönünden başlayan gezi sanki bir akraba ziyaret ediyormuş gibi sırayla boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğrayarak devam ediyor. Benzersiz bir görsel şölen...
Botanik Cenneti Uludağ
Olağanüstü doğası, flora ve faunasının zenginliği ile 1961 yılında Millî Park ilan edilen Uludağ'ın 11.338 hektarlık alanı koruma altında. Uludağ, zengin pist seçenekleri ve renkli gece hayatıyla ülkemizin en popüler kayak merkezi olarak da haklı bir üne sahip. Yaklaşık otuzu yalnızca burada yayılma gösteren, yüzün üzerindeki bitki türü, Uludağ'ın kış sporlarının yanısıra doğa gözlemcileri ve botanik meraklıları için de önemli bir merkez haline gelmesine sebep oluyor. Yıllardır Türkiye'nin en popüler kayak merkezi olma özelliğini kimseye kaptırmayan Uludağ, 30'un üzerinde endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor.
![]() |
Uludağ Kayak Merkezi |
Kıtalar arası göç yolları üzerinde kuşların vazgeçilmez uğrak yerini oluşturan Manyas Kuş Cenneti Millî Parkı'na kuşlar misafir oluyor, dinleniyor ve karınlarını doyurarak yollarına devam ediyor. Kuş Cenneti'ne gelen 246 kuş türü olduğu tahmin ediliyor. Çevresi söğüt ve ılgın ağaçlarıyla kaplı olan gölün bütün kıyılarında bulunan saz, kamış, kafaotu ve kandıranın yanı sıra, sulak çayırlarda yüzlerce çeşit çiçekli ot mevcut. Gölde, Başlıcaları sazan, yayın, turna ve kefal olmak üzere 20 türden fazla balık yaşıyor. Kuş cennetine gelen 246 kuş türü olduğu tahmin ediliyor. Mart ayında gölün kuzeydoğu ucunda kuluçkaya yatan kuşlar, ağaçların gövdelerini saran sular nedeniyle yüksek dallarda kendilerini güvende hissederek yavruluyorlar. Mayıs ayında yumurtadan çıkan yavrular; Temmuz'da uçmaya başlıyor. Mart-Temmuz, Eylül-Ekim ayları kuş gözlemek için ideal dönemlerdir. Bu dönemlerde 200'ü aşkın kuş türünü gözlemek mümkündür. Manyas Kuş Cenneti zengin flora ve faunasıyla benzerleri arasında özel bir yere sahiptir. Yüzlerce türün gözlemlenebileceği Manyas, Türkiye'nin en eski Millî Park'larındandır. Gölün bitki örtüsü, kuşlara güvenli bir yavrulama ortamı sağlıyor. Karabataklar, gölün devamlı konukları arasında.
![]() |
Manyas Kuş Cenneti |
Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası
Türkiye'de batık dalışı denildiğinde akla ilk gelen yerdir Çanakkale ve Gelibolu yarımadası. Çok sayıda çıkartma ve deniz savaşına tanık olan bu sularda, kanlı çarpışmaların yaşandığı Çanakkale Savaşı'ndan kalma 236 batık yatıyor. Birbirinden ilginç su altı canlısına ev sahipliği yapan batıklar dalış meraklılarının gözdesidir.
![]() |
Çanakkale |
Kazdağı Millî Parkı
Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi'ni birbirinden ayıran Kazdağı; doğal güzellikleri, tarihî değerleri, manzarası, fauna ve flora zenginliği ve su kayakları ile Ege Bölgesi'nin yer yüzü cennetlerinden biri. Mitolojide ismi İda olarak geçen Kazdağı, batı yönünde 1767 metreye kadar yükseliyor. Bilinen tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanan ve çok sayıda antik şehre ev sahipliği yapmış olan Kazdağı, ender rastlanan bir ağaç türü olan Kazdağı Göknarı'na da ev sahipliği yapıyor. Bu ağaç dünya üzerinde sadece burada yetişiyor. Ünlü Truva atının Kazdağı Göknarı'ndan yapıldığı biliniyor. Efsaneleri, temiz havası ve koruma altına alınan çiçekleri ile tanınan Kazdağı, çevresindeki trekking parkurları ve Jeep Safariler için uygun güzergâhları ile günden güne popülerleşiyor.
![]() |
Kazdağı Millî Parkı |
Adayı boydan boya kaplayan zenginliklerle yemyeşil bir görünüm sergileyen Ayvalık, aynı zamanda Türkiye'nin önemli dalış noktalarına ev sahipliği yapıyor. 30 metre derinlikteki mercan resifleri kırmızıdan morun türlü tonlarına kadar sıralanırken, onlara birbirinden renkli balıklar ve anforalar eşlik ediyor.
Ege'nin Oksijen Deposu
Şahinderesi Kanyonu
Şahinderesi Kanyonu ve çevresi, dünyada oksijen oranının en yüksek olduğu ikinci bölgedir. Altınoluk'u oksijen çadırına dönüştüren faktörlerin başında Şahinderesi Kanyonu geliyor. Bölgenin hava değişimini sağlayan kanyon, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokulu havayı da dağlara yolluyor ve böylelikle bir çeşit baca görevi görüyor. 27 km. uzunluğundaki kanyonun yüksekliği ise 600 metre. Akarsuyu çevreleyen tepelerin yüksekliği 600 metreye ulaşıyor.
![]() |
Şahinderesi Kanyonu |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)