23 Mayıs 2013 Perşembe

AĞRI DAĞI

     
Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5165 m) Büyük tufan'dan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağ.
       İncil ve Tevrat'ta da adı geçen dağa, turizm açısından önemli bir konum kazandıran yaygın inanca göre, Nuh Peygamber zamanında yeryüzünü kötülükler kaplamış.
       Tanrı insanlara bir ders vermek amacıyla Nuh'a bir gemi yapmasını emretmiş. 300 arşın boyunda, 50 arşın genişliğinde ve 30 arşın yüksekliğinde yapılacak gemiye Nuh Peygamber, eşi, oğulları ve oğullarının eşleri ile birlikte yeryüzünde bulunan bütün canlı türlerinden 7 erkek 7 dişi, sürüngenlerden 2 erkek 2 dişi alarak binecekmiş.
   

  Nuh Peygamber, Tanrı'nın emri doğrultusunda gemiyi yapmış ve canlılarla beraber gemiye binmiş. 40 gün 40 gece süren tufan sonucunda gemidekilerin dışında kalan tüm canlılar yok olmuş. Suların çekilmesi ile gemi, Ağrı Dağı'na oturmuş ve içindeki canlılar sevinçle gemiden ayrılarak yeryüzüne dağılmışlar.
       Bu yönüyle dinî açıdan çok özel olan bu dağ, düz bir arazide aniden yeryüzünden göğe doğru yükselen heybetli görünümü, yazın bile karlı dorukları, bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türleri ile son derece etkileyicidir.
       Bu güne kadar yapılan araştırmalarda Nuh'un gemisi bulunamadıysa da birçok bilim adamı geminin Ağrı Dağı'nda olduğuna dair inancını koruyor.

HAZİNDAĞ YAYLASI


 Hazindak Yaylası

Doğu Karadeniz yaylalarının en güzel yaylalarından biri. Bir tarafı Ayder, diğer tarafı Palovit Vadisi olan bir sırtın üstünde kurulu, ulaşımı da zordur. Bu zorluk yaylanın korunmasını sağlıyor. Sadece yaya olarak ulaşılabiliyor. Halâ araba yolu yok.
   


  
Karadeniz'e özgü yayla evleri son yıllarda gelişen turizm hareketinin sonucunda pansiyon olarak kiralanabiliyor.

KAÇKAR DAĞLARI

Kaçkar Dağları
       Kaçkarlar, 3.972 m yüksekliği ile Karadeniz'in en yüksek zirvesi. Türkiye'deki dağcılık sporunun en önemli noktalarından biri.
       Bölge dağ tırmanışları için Türkiye'nin en uygun trekking parkurlarını barındırıyor. Yöreye gelen dağcı grupları ve dağcılar genellikle Yusufeli yaylalar köyünden, Rize Çamlıhemşin Ayder yaylasına yürüyerek Trans-Kaçkar yürüyüşlerini tamamlıyor. Ayrıca yörenin diğer dağı olan Altıparmak dağlarında uygun trekking parkurları mevcut.
   


 Bölgede av turizmi için uygun alanlar bulunmaktadır. Dağ keçisi, ayı, kurt, tilki ve doğal alabalık önemli avlaklar arasındadır. Bölge av turizmi açısından önemli avlaklara sahiptir.
      

FIRTINA DERESİ

    
  Fırtına Deresi
 Kaçkar Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçlarındaki derelerin birlişmesi ile oluşmuş bir doğa harikası. Karadeniz'e dökülen dere 57 km uzunluğundadır.
       Çay bahçeleri içerisinden geçen, üzeri kemer köprülerle süslü Fırtına Deresi, raftinge elverişli parkurlara sahiptir. Bu cennet bölgeye yapılmasına karar verilen hidroelektrik santrali uzun bir süredir sert tartışmalara neden oluyor.


  

  Karadenizde Rafting
   Karadeniz'in doğa harikalarından biri olan Çoruh Nehri, rafting meraklılarının buluşma noktasıdır. Mescid Dağları'ndan doğan ve Türkiye toprakları içinde yaklaşık 335 km yol kateden Çoruh nehri ile birlikte Fırtına Deresi'nin de aynı bölgede bulunması, bölgenin rafting potansiyelini gözler önüne seriyor.

YEDİGÖLLER (BOLU)

Yedigöller
       Adeta bir doğal cennet olan Yedigöller Millî Parkı, başta kayın olmak üzere meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, köknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi onlarca çeşit ağaçla kaplı.
       Geyik, karaca, ayı, domuz, kurt, tilki ve sincap gibi hayvanları da barındıran Yedigöller, olta balıkçılığı meraklıları için önemli bir merkez.
 


 Yedigöller Millî Parkı içerisindeki Kapankaya'ya çıkıldığında karşılaşılan manzara büyüleyici güzellikte. Buradan kısa bir yürüyüşle anıt ağaç ve geyik üretim merkezi görülebilir.
       Yedigöller'de kampçılık, günübirlik piknik, yürüyüş, fotoğraf çekimi gibi aktiviteler gerçekleştirilebilir.

PERİ BACALARI

Doğanın Kusursuz Estetiği
Peri Bacaları

       Yaklaşık 10 bin yıl önce neolitik çağın insanları yöreye geldiklerinde karşılarında görkemli bir manzara buldular.
       Bugün Kapadokya'da büyük bir hayranlıkla izlenen coğrafî oluşumların milyonlarca yıl önceye giden uzun bir öyküsü var aslında. Bölgeyi çevreleyen üç büyük yükselti Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağı bundan yaklaşık 10 milyon önceki jeolojik devirlerde aktif birer volkandı.
       Bu yanardağlardan püsküren lavlar zamanla bölgenin geniş platolarını, akarsu ve göllerini yani 25 bin kilometre karelik bir alanı yaklaşık 100 metre kalınlığında bir lav tabakasıyla örttü.
   
  Doğa, başta Kızılırmak olmak üzere bölgedeki akarsu ve gölleri, sel suları, rüzgar erozyonu ve tüm diğer enstrümanlarıyla Tüf adı verilen ve volkanik küllerin çamurla karışımından oluşan farklı sertlikteki bu kayaları milyonlarca yıl boyunca aşındırıp oyarak bölgeye yavaş yavaş bugünkü pitoresk görüntüsünü verdi.
       Dik yamaçlardan hızla aşağı inen sel suları, karşılarında bulduğu farklı sertlik ve dirençteki volkanik malzemeden en usta heykeltraşları bile kıskandıracak güzellikteki şapkalı, mantar biçimli, konik, sütunlu yada sivri yapıtlar yarattı.
       Özellikle Ürgüp ve civarında çok rastlanan şapkalı Peri Bacaları'nın sırrı, gövde ve şapkayı oluşturan kayaların farklı dirençlere sahip taşlardan, yani tüf ve lahar, yada ignimbirit türü sert kayaçlardan oluşmuş olmasıydı. Yağmur sularıi coşkulu akarsular bununla da kalmadı, vadi yamaçlarını da rötuşlayarak ilginç kıvrımlardan arka plan fonları, yamaçlardaki lav tabakalarının ısı farklarından yararlanarak büyüleyici bir renk cümbüşü yarattı.

KAPADOKYA

Güzel Atlar Ülkesi
Kapadokya

Kapadokya, akıl almaz bir doğa parçası... Büyüleyici ve gizemli. Doğa harikası Peri Bacaları, Hristiyan keşişlerinin kayalara oydukları kiliseler ile bağlantıları henüz tam çözülemeyen yer altı şehirleri bölgeyi benzersiz kılıyor. Helenlerin dilindeki biçimiyle Cappadocia, ya da orjinal adıyla Katpatuka, yerleşik kanıya göre eski İran dilinde ''Güzel Atlar Ülkesi'' anlamına geliyor. Üzerinde taşıdığı kültürel ve tarihsel zenginlik nedeniyle UNESCO tarafından korunması gereken bölgeler arasına alınan ve dünyanın 8. harikası olarak kabul edilen Kapadokya, bugünkü Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kırşehir ve Kayseri illerinin kapladığı alanda bulunuyor. Yöreye o ünlü doğal manzarasını sağlayan kayalık alan ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibaret.
       Dünyanın en ilginç yeryüzü oluşumlarının yer aldığı Kapadokya bölgesinde, 10 değişik uygarlığa ait 429 tescilli yapı ve 64 sit alanı bulunuyor.


TUZ GÖLÜ

  
Türkiye'nin En Büyük Gölleri
       Tuz Gölü, Ankara'nın güneydoğusundaki Şereflikoçhisar'a yaklaşırken, batıya doğru parlayan ışık, Tuz Gölü'nün yaklaştığını bildirir. Tuz kristallerinin şiddetli beyazlığı ve parıltısı aldatıcı bir biçimde kar ve buz görüntüsündedir. Tuz Gölü, Melendiz Irmağı, pek çok küçük akıntı ve yeraltı tuzlu su kaynaklarıyla besleniyor.
       Tuz Gölü, 1500 kilometrekarelik alanıyla Van Gölü'nden sonra, Türkiye'nin ikinci büyük gölüdür.

GÖLLER BÖLGESİ

       
Göller Yöresi
      
 Göller Yöresi

 Farklı özellikler taşıyan, eşsiz güzellikteki pekçok göl, Anadolu toprakları üzerine serpiştirilmiş mavi noktacıklar gibi... Ülkemizin en büyük tatlı su gölleriyle, irili ufaklı tuzlu ve sodalı pek çok gölün yer aldığı Göller Bölgesi ise doğaseverlere, kuş gözlemcilerine her mevsim eşsiz güzellikler sunuyor.

Eğirdir Gölü Manzara Resimleri
        Bölge, göllerin hemen yanıbaşında yükselen zirveleri karlarla kaplı dağları, sık sazlıkları ve konup göçen kuşlarıyla doğa fotoğrafçılarının da vazgeçilmez mekânları arasında. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği noktada yer alan Isparta'da Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri birer doğa cenneti....